Allah'ın İnanılmaz Lütfu ve Paraya Karşı Tutumumuz

 Para iyi veya kötü bir şey değil ama bizim tutumumuz önemli. Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir.” Ama parayı kullanırken daima bizi denetim altına almaya çalışır yani hizmetçi konumundan efendi konumuna geçmek ister. Rab her zaman bizim ihtiyaçlarımızı karşılayacağını vaat etti. Hristiyanlar için para vererek ne sevap kazanırız ne de kurtuluruz.

Eski antlaşmada (yasada) yaklaşık gelirlerinden %10 vermek zorunda kaldılar, ondan sonra vergi ödediler. Aynı zamanda her zaman fakirlere yardım vermek zorundaydı. Bunu duyunca öfkeli olabiliriz çünkü “bu para için ben çalıştım o zaman bana ait” diye düşünebiliriz. Ama yasa'nın görevi bizim günahımız ve bencilimizi ortaya çıkarmaktı – bizdeki herşey Allahtan gelir.

Zakkay (Luka 19:1-10) çok nefret edilen birisiydi ama İsayla tanıştıktan sonra tamamen değişti. İsa bizim hakkımızda herşeyi bilir ve buna rağmen bizi seviyor, bizimle tanışmak ister. Onu tanımazsanız, onun lütfunu tatmadan para vermek mantıksız bir şey gözüküyor.

Hristiyanlar nasıl para verir?

1. Cömertçe ve coşkuyla

   Şunu unutmayın: Az eken az biçer, çok eken çok biçer. Herkes yüreğinde niyet ettiği gibi versin; isteksizce ya da zorlanmış gibi değil. Çünkü Tanrı sevinçle vereni sever. (2Kor 9:6-7)

2. Böbürlenmeyerek
   “Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.” (Matta 6:3-4)

3. Düzenli bir şekilde – her hafta kazancımıza göre
   Haftanın ilk günü herkes kazancına göre bir miktar para ayırıp biriktirsin (1Kor 16:2a)
   Ama zaman zaman bundan daha fazlası veririz (Elç. iş. 4:36-37)

Para vererek neler kazanıyoruz?

1. Para bağımlılıktan özgürlük kazanıyoruz – daha az acı çekeceğiz
   Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir. Kimileri zengin olma hevesiyle imandan saptılar, kendi kendilerine çok acı çektirdiler. (1 Tim 6:10)

2. Kaygıdan kurtuldunuz ve daha sağlam bir gözün sahibisiniz (Matta 6:19-27). İsa para, dengeli kararları ve kaygının arasında bir bağlantı olduğunu söyler. Ona göre paraya bağlı değilsek daha netçe Allah'ın yüceliğini göreceğiz ve kaygılarımızdan kurtulacağız.

Biz Yaşam Kilisesiyiz, bütün İstanbul'a Tanrı'nın sevgisini göstermek isteriz hem sözle hem de eylemle. Herkesin Yaşam Kilisesinin varlığı için Tanrı'nın şükretmesini görmek isteriz.

Sorular

1. Tanrı'nın lütfunu hayatınıza girdi mi henüz? Girmediyse onu neler engelliyor? Girdiyse sizi nasıl değişti? Hayatınızda hangi alanlara henüz girmedi?

2. Zakkay, Tanrı'nın lütfunu gördükten sonra tamamen değişti. Hem kişisel olarak hem de Yaşam Kilisesi olarak, Tanrı'nın lütfunu İstanbul'da nasıl gösterebiliriz?

3. Hayatınızda Tanrı'nın inanılmaz sağlamasını gördünüz mü?

4. İncile göre cömertçe, coşkuyla, böbürlenmeyerek, ve düzenli bir şekilde vermeliyiz. Sizin için bunlardan hangisi en kolay, hangisi en zor?

5. (Böbürlenmeyerek) Kiliseye veya yoksullara para vermek için nelerden vazgeçtiniz?

6. Para vererek, hayatınızda paranın gücünü azalttığını görebilir misiniz?

7. Nasıl cömert bir kilise olabiliriz?