Hristiyanlık ve Kurban
Kendi Günahımın Cezasını Kendim Ödeyemez Miyim?
Neden Günahlarımın Cezasını Bir Başkası Çeksin? Mesih İsa Gerçekten Söylendiği Gibi Günahlarımıza Kefaret Olabilir Mi?
Kutsal Kitap’ın ana teması, Tanrı’ya karşı günahlı olduğumuz için ölümlü olduğumuz ve İsa Mesih’e iman ederek Tanrı’yla barışıp günahlarımızdan tövbe etmemiz gerektiğidir. Kutsal Kitap baştan sona, yani Adem’den İsa’ya; yaratılıştan günümüze kadar Tanrı’nın insanlıkla olan hikayesini anlatır. Adem’in günahı yüzünden insan Tanrı’dan koptu, düşüş geldi, ölüm insnanlığa girdi, günah içimizde yaşamaya başladı ve yozlaşma git gide arttı. İnsanlık olarak hep ölüme götüren meyveler verdik.
Tanrı, uluslar arasından İbrahim’e verdiği vaat uyarınca İsrailoğullarını kendisine halk olarak seçtiğinde, amacı onları bir Yasa ile yönetmekti. Tanrı bu Yasa’da, sosyal hayatta dikkat edilmesi gereken kuralları ve günahın ne olduğunu ortaya koydu. Ayrıca Tanrı bu Yasa’da bir kurban sistemi oluşturdu. Buna göre Tanrı’ya ve insanlara karşı işlediğimiz suçların bedeli ve günahlardan tövbe edip arınmanın bir yolun simgesi olarak kurbanlar talep etti. Kurbanın tapınakta akan bu kanı benim günahımın cezası olarak akıtmam gerken kanınım yerine Tanrı’ya sunulmuş olur.
Kurban ve Kefaret:
Tabiki Tanrı’nın ne benim ne de sunduğum hayvanın kanına ihtiyacı yoktur. Ancak yüce merhameti ve sevgisi ile bu simgesel adanmışlığı bizden kabul eder. İşte tam bu noktada Yeni Ahit’in (İncil) İbraniler bölümü bize çok önemli sırlar açar. Yukarıda bahsettiğimiz tapınak ve kurban düzenini, İsa Mesih’in nasıl kendi üzerine aldığını açıklar. Nasıl Musa, göklerdeki aslının örneği, yeryüzündeki gölgesi olarak kurduğu tapınakta kahinler aracılığıyla kurban sistemini başlattıysa, İsa Mesih de ilk ve son kez kendini kurban olarak sunarak, günahlardan arınmamızı sağlamış ve göklerdeki asıl tapınağa, yani Tanrı’nın bizzat huzuruna Başkahinimiz olarak girmiştir. İsa Mesih’in kendini kurban olarak sunması bizler için inanılmaz bir lütuftur ve bizlerin asla başaramayacağı, acı ama insanlık tarihinin en önemli gerçekliğidir.
Vaftizci Yahya bu yüzden O’nu, “işte dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu” diye çağırmıştı. Tapınakta sunulan kurbanın kusursuz olması gerektiği gibi, O da kusursuzdu; ama biz kusursuz değiliz. Bizler, bırakın tövbe etmeyi, Tanrı’yı dahi tanımıyorken, şimdi çarmıh aracılığıyla Tanrı ile tanıştık; barıştık, aklandık ve bir ilişki içersindeyiz. Tanrı’nın sağlamış olduğu bu kurtuluşa karşılıksız kalamayız. Peygamberlerin önceden bildirdiği bu acılar adamı, kendisini kurban olarak sunarken, bizler O’nun yüceliğinin tanıkları olmalıyız. O’nun acılarına ortak olmanın yollarını arayarak, insanlığı düşmüş olduğu günah çukurundan, Mesih’teki ışığa getirmenin yollarına bakmalıyız.
Mesih’in affetiremeyeceği hiçbir günah yoktur yeter ki tövbe edip çarmıhın önüne gelelim. Günahlarımızın karşılığını kendimiz ödeyemeyiz. Ne Mesih gibi günahsız ve kusursusuz; ne de Mesih’in acılarını, katlandığı o kan vaftizini kaldırabiliriz. Tanrı bize lütfuyla bir kurtuluş yolu açtı, İbrahim’e dediği gibi, kurbanı kendisinden sağladı. (Yaratılış 22:8)
Bizden tek istediği, Biricik Oğlu’nun adına iman etmemiz ve karşılıksız verilen bu kurtuluşu almamızdır. Tanrı bizi seviyor ve bizler henüz O’nun düşmanlarıyken, Oğlunu bizler için çarmıhta kurban olarak feda ederek bu sevgisini kanıtlamıştır. Lütufla, karşılıksız olarak günahlarımızın ücreti/cezası olan “ölüm”, yani Tanrı’dan sonsuz ayrılık, bizden alındı ve bizlere sonsuz yaşamın kapıları açıldı. (Romalılar 6:23) Tanrı’nın bizler için olan harika planlarını görelim ve O’nu hayatlarımızda yüceltelim.
(Kaynak kutsalkitap.org)